KÖYÜMÜZÜN TARİHÇESİ


Burada köyün tarihini bir bölge tarihi çerçevesinde incelemek yerine, köyün ne zaman kurulduğunu ve bugüne kadar nasıl bir tarihi devre geçirdiğini kısaca belirtmeğe çalışacağız. 
Köyün tarihini bir bölge tarihi içinde incelediğimiz takdirde geniş bilgi vermek zorunda kalacağız. Üstelik bu çerçevenin köyün tarihini içine alıp almadığı da şüpheyi çekebilir. Bir bölge tarihi aynı bölge içindeki küçük bir yerleşme yerinin bütün geçmişini içine almıyabilir.

Karaağaç köyünün ne zaman kurulduğuna kesin olarak tesbite yarayabilecek yazılı vesikalara veya arkeolojik kalıntılara sahip değiliz. 
Buna rağmen bazı tarihi kalıntılar köyün tarihinin çok eski olduğuna dair ipuçları vermektedir. Köyün doğusunda, oldukça sarp bir tepenin üzerinde bulunan ve hâlâ ayakta duran küçük bir kule  köyün tarihini tesbit hususunda dikkate alınması icap eden en önemli eserdir. 



Bu kulenin yapılış tarihinin tesbiti oldukça zordur. 
Çünkü bu kulenin her hangi bir mimarî özelliği olmadığı gibi kitabesi de yoktur.

Büyük bir ihtimalle gözetleme maksadiyle yapılmış olan bu kulenin içine ancak 10-15 kişi sığabilir. Üstte, kuzeye bakan tarafında bir mazgal deliği vardır. 
Mazgal deliklerinin kuzeye bakar durumda yapılmış olması, kulenin, kuzeyden gelecek tehlikelere karşı yapılmış olduğuna; bu hususun da kulenin Türkler tarafından yapıldığına bir delil teşkil edebileceği kuvvetle muhtemeldir. 
Bu kulenin yanında bazı duvar kalıntıları mevcut ise de bunlar yardımiyle de tarih tesbiti mümkün değildir. 
Bütün bunlara rağmen kulenin yapılış tarihi oldukça eskidir. 

Büyük bir ihtimalle bu kule Selçuklular veya Azerbaycan Atabekleri devrinde yapılmış olmalıdır.

Karaağaç köyünün güneyinde, bugün tamamen tarla ve çayırlarla kaplı olan sahalarda bazı eski bina kalıntılarına rastlanmaktadır. Fakat bunlar da köyün kuruluş tarihi hakkında bir bilgi vermekten uzaktırlar.

Karaağaç köyünün tarihi hakkında en sağlam bilgiyi halen mevcut olan bir vakfiyeden almaktayız. Kanunî Sultan Süleyman tarafından Erzurum Beylerbeyi tayin edilen Lala Mustafa Paşa , Erzurumda bir cami yaptırarak bu camie Karaağaç köyünün de dahil bulunduğu bazı vakıflar tayin etmiştir. 

Arapça kaleme alınan bu vakfiyede  köyün ismi Verhunal olarak geçmektedir . 
Hicrî 970 (1562-1563) yılında tanzim edilen bu vakfiyede köyün hudutları verilmekte ve bugün mevcut olmıyan bazı değirmenlerden bahsedilmektedir. 
Ancak bu vakfiyede Verhunal ile beraber Bilbîlvan adında diğer bir köyden de bahsedilmektedir. Fakat bu köyün bugün nereye tekabül ettiğini kesin olarak tesbit edemiyoruz. 
Bu hususta bazı vesikalara ihtiyaç vardır. 
Bununla beraber hâlen kullanılan bazı yer adları Bilbilvan köyünün yerini tesbite yardım etmektedirler. 
Yalnızçam dağ silsilesinin çevresinde bulunan yaylalara mahallî olarak Bilbilan veya Bilbilvan adı verilmektedir. 
Muhtemeldir ki, adı geçen köy, adını bu yaylaya vermiştir. 
Üstelik adı geçen yaylaların güney taraflarında bulunan harabeler de vakfiyede adı geçen köyün bu harabelerin yerinde bulunduğunu teyid eder.
Görüldüğü gibi köyün tarihini bu vakfiye sayesinde 4 asır eskiye götürebiliyoruz. 
Üstelik bu vakfiyenin tanzim edildiği tarihte köyün mevcudiyeti göz önüne alınacak olursa bu tarihi daha ileriye götürmekte hataya düşmemiş oluruz.
Köyün bilinen en eski yerleşme yeri, bugün Verhunal diye adlandırılan ve köyün kuzeybatısında yer alan mahaldir. 
Köydeki yaşlıların ifadesine göre hemen hemen doksan-yüz sene kadar önce burası terkedilerek bugün okul ve camiin bulunduğu yere gelinmiştir.